1. Haberler
  2. Web 3.0 Teknolojisi
  3. Yapay Zekâ
  4. Yapay Zekâ Öğretmenlerin Yerini Alabilir mi?

Yapay Zekâ Öğretmenlerin Yerini Alabilir mi?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ülke ya da coğrafyadan bağımsız olarak “eğitim sektöründeki sorunlar” konusu açıldığında sınıfların kalabalıklığı, eğitime ayrılan kaynakların yetersizliği ve güncel olmayan müfredatlar gibi başlıklar dile getiriliyor.

Oysa “yapay zeka çağına girdiğimiz şu günlerde” göz ardı edilen ya da yeterince konuşulmayan bazı konular var. Örneğin, “hızla yenilenen teknolojilere ayak uydurmaya çalışırken, kendi mesleki gelişimlerine fırsat bulamayan öğretmenler”. Buna bir de “her öğrenciyi ayrı bir birey olarak görmeyen mevcut eğitim sistemlerini” eklediğimizde, eğitim sektörünün temel dinamiklerini etkileyen sorunları görebiliyoruz.

Eğitim sektöründeki bunca soruna karşılık “Yapay zeka” tüm dertlerimize derman olabilir mi?

Yapay zekanın gündelik hayatta sağladığı en temel kazanım, “tekrar eden işlerin otomasyonunu” mümkün kılmasıdır. Eğitim sektörü özelinde baktığımızda ise “öğrencileri ayrı birer birey gibi gören” bir unsur olarak kişiselleştirilmiş eğitim modellerinin oluşturulmasını ve uygulanmasını sağlaması bakımından, yapay zekanın getirileri “herhangi bir çekinceye yer bırakmayacak” kadar fazla.

Örneğin yapay zeka teknolojileri ile farklı öğrenme hızına sahip öğrenciler için aynı konuyu farklı yöntemlerle anlatan interaktif içerikler oluşturmak, öğretmenlerin “pratikte pek de yapamayacakları” bu gibi işleri yapabilmelerini sağlar. Ya da derse katılım ve ödev performansları gibi farklı parametrelerin saniyeler içerisinde analiz edilerek her bir öğrenci için “okuduğunu anlama düzeyi düşük, ek ödev verilmeli” şeklinde proaktif tespit ve önerilerin oluşturulması, herkes için daha verimli bir eğitim ortamının kurulmasına fırsat verebilir.

Ancak yapay zekayı “sihirli bir değnek” gibi görmek doğru değil. Çünkü yapay zekanın eğitim sektörüne entegre edilmesi noktasında mevcut bulunan bazı riskler var:

  • Öğrenci ve öğretmenlerin kişisel verilerinin korunamaması,
  • Yapay zeka teknolojilerinin toplumun her kesimine ulaşmaması halinde kitleler arasında “kapanma ihtimali çok zor olan” yeni fırsat eşitsizliklerinin ortaya çıkması,
  • Öğrencilerin duygu durumları, ruh halleri ve ailevi koşulları gibi “eğitim süreçlerini doğrudan etkileyen” parametrelerin göz ardı edilmemesi.

Bu riskler, yapay zeka teknolojilerinin eğitim sektörü özelinde “herhangi bir rehberlik olmadan” kullanılmasının ortaya çıkarabileceği son derece kritik sorunlar şeklinde tam karşımızda duruyor.

Kısacası, “sadece bilgi aktarmak değil; öğrencinin duygusal gelişimine, özgüvenine ve sosyal becerilerine rehberlik etmek” olarak tanımlayabileceğimiz öğretmenlik mesleği, yapay zeka teknolojileri sayesinde rutin yüklerinin hafiflediği ve mesleki motivasyonun yükseltildiği yeni bir döneme girmek üzere.

Dolayısıyla;
“Yapay zekâ, öğretmenin yerini alır mı?” sorusuna cevap aramak yerine, “Yapay zekâ ve öğretmenlerin birlikte üreteceği yenilikçi modeller eğitimin geleceğini nasıl şekillendirir?” sorusuna yanıt aramak daha doğru olacaktır.

Yapay Zekâ Öğretmenlerin Yerini Alabilir mi?
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Teknolojik Öğretmenler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin